Kaygıyı Yönetmede Şimdinin Gücü

Yaşadığımız küresel salgın döneminde, hepimiz kendimizi sıkışmış, belki az ya da çok travmatize olmuş ya da yaşadığımız strese karşı zihinsel olarak farklı seviyelerde de olsa tetiklenmiş durumda bulmaktayız. Zihnimiz, bizi binlerce yıldır yaptığı gibi yaşadığımız tehlikeli duruma karşı hayatta kalma modunda tutmaya çalışıyor aslında. Çünkü kabul edelim ki, hepimiz tehdit altındayız. Yaşam, tüm Dünya için zorlaştı. Özgürlüklerimiz kısıtlandı. Rutinlerimiz değişti, hatta daha yeni rutinleri bile henüz oluşturamamış olabiliriz. İçinde bulunduğumuz durum ve şartlar hepimiz için zor. Kimse kolay olmasını beklemiyor, beklememeli. Yaşadığımız gerçeğe direnç göstermeden, bu gerçeğin içinden beraberce geçmeye çalışmak mümkün.

Hepimiz aldığımız her yeni haberde, izlediğimiz her yeni görüntüde bizi tehlikelere karşı koruyan hayatta kalma modumuzu aktive ediyoruz. Hayatta kalma modumuz aktive olurken, bazılarımız az, bazılarımız daha çok “zihnin tetiklenme hali” dediğimiz anları yaşayabiliyor. Tetiklenmelerimizi farketmek ve enerjimizi doğru kullanabilmek için yapabileceklerimiz var. Gün içinde gündeme kapılıp sürüklenmek yerine, kendinize farkındalık molası yaratabilir misiniz?

Dur

Fark et

İzle 

Adımları ile mümkün. Gün içinde kendinize kısa da olsa durma “an”ları yaratın. Durun ve farketmeye başlayın. Günde 1 kez 5 dakikanızı ayırarak, aldığımız ve verdiğimiz nefeslere odaklanalım. Nefes, bizi yaşadığımız ana getirir. Geçmiş ve gelecekten “an” a gelebilmek, zihni ve bedeni rahatlatır. Her gün en az 5 dakikada, 5 duyumuzun farkına varalım; 

  • 1 ses,
  • 1 görüntü,
  • 1 tat,
  • 1 koku ve
  • oturduğunuz / ayakta durduğunuz anda bedeninizin aldığı hali farketmeye çalışın.

Bu pratikleri her gün düzenli olarak uygulamaya çalışmak, zihnimizi sürekli tehlike modunda tutmaktansa, içinde yaşadığımız “an” a getirir ve yatıştırır. İşler yoluna girecek mesajı verir. “Şimdi “de olmak iyi gelir. Sağlıklı günler dileklerimizle, 

Daha Fazla Daha Az