Hepimiz dünün dünyasında doğduk ve büyüdük. Ama yarınları yaşayabilmek için bugünün dünyasına uyum sağlamamız, değişime açık olmamız gerekiyor. Değişim ve dolayısıyla gelişim stres kavramını da beraberinde getiriyor. Önemli olan stres’i Çinlilerin deyimiyle ‘FIRSAT’ a dönüştürebilmek. Çince’ de stres kelimesinin iki anlamı var; 1-tehlike 2-fırsat.Yaşam içinde bazı stres kaynaklarını bilerek tercih ederiz. Lunapark’ ta Balerin’e binmeyi, paraşüt ile atlamayı, terfi sınavına girmeyi, yönetim kuruluna sunum yapmayı vb.. Yüksek stres düzeyine rağmen bu olaylara bakışımız, sonundaki pozitif sonuçlar nedeniyle bir fırsattır. Ama ödenmesi gereken kredi kartı borcu, sıkışan trafik, olumsuz bir geribildirim..vb sonundaki olumsuz sonuçlar nedeniyle bir tehlikedir.
Ünlü stres uzmanı SELYE nin ‘genel uyum sendromu’ teorisine göre, çalışan kişi tehlikeli bir stres kaynağı ile karşılaştığında önce direnir, sonra alarm durumuna geçer eğer stres devam ederse tükenmeye başlar. Çoğunlukla stres kaynağı tükenmeye gelmeden ortadan kalkar ama çalışan kişide bir iz bırakır. Bu iz genelde ‘bırakma’ şeklinde kendini gösterir. Bırakmış çalışan bir türlü kendini yararlı ve yeterli göremez, her yaptığını küçümser, öz güveni azalır, her iş gözünde büyür, işini ve hayatını devamlı sorgular, kötümserdir, yeniliklere duyarsız ve gelişime kapalıdır, risk almak istemez, sürekli kaygılıdır, insan ilişkilerinde uzak veya iticidir.
"Bırakmışlar" grubu ile birlikte çalışmak diğer çalışanlar için ayrı bir stres kaynağı olup çıkar! Böylece bölüm içinde bir kısır döngü başlar ve tüm çalışanlar zincirleme daha olumsuz bir ruh haline bürünerek, daha gergin olup çıkarlar.
Bu nedenle aslında işletmelerin günümüzde çok daha fazla stres yönetimini bilen, alternatifli düşünen çalışanlara, yöneticilere ihtiyaçları var.
Basit stresle baş etme yöntemleri en azından daha alarm dönemindeyken kişiyi rahatlatarak tükenme basamağına geçmeye engel olur. Örneğin; stres uzmanlarının genel olarak önerdiği spor vücutta stres ile var olan adrenalin, kortizol’ ün dışarıya bırakılmasına kişinin rahatlamasına neden olur.
Pozitif düşünme biçimi de denen Alternatifli Düşünme Tekniği ise kişinin bir stres karşısında olabilecek her sonucu aklından geçirmesi, her türlü riski düşünmesi, süprize açık olması ama bu seçeneklere takılmadan sadece olasılık düzeyinde tutmasıdır. Olay gerçekleştiğinde eninde sonunda düşünülen-olasılık olarak aklından geçen bir sonuç olacağından beyinde SERATONİN denen bir madde salınır ki bu kişinin sonuç ne kadar stresli-kötü olursa olsun şoka grip derin bir travma yaşamasına engel olur. Örneğin bir çalışanın kendini göstermek, potansiyelini kanıtlamak için yönetim ekibine yapacağı bir sunumu fırsat olarak gördüğünü var sayalım. Fırsat ama bir o kadar da her an tehlikeye dönüşebilecek bir stres kaynağı. Ya başarısız olursam, ya komik duruma düşersem vb pek çok olumsuz sonucu da olabilir diye çalışanın yoğun bir stres yaşadığını da düşünelim. Kısacası hem çalışan böyle bir sunum yapmayı arzu ediyor hem çok ciddi çekinceleri var. Eğer alternatifli düşünme tekniği ile bu olayı ele alırsa çalışan bir yandan sunum hazırlıklarını iyi yapar (Yani sadece düşünce gücüne sonucu bırakmamak da fayda var!) Bir yandan da beyninden sunum sırasında olabilecek olumsuzdan olumluya tüm olasılıkları düşünür (hiç beklenmedik eleştiriler duyabilirim, hata yapabilirim, heyecanlanıp yanlış bir şey söyleyebilirim, sunumdan bir dk önce elektirik kesilebilir, sunum iptal olabilir, sadece dinleyip yorum yapmazlar, eh fena değil derler, bazısı beğenir, çoğu beğenir, hepsi beğenir…vb) alternatifleri düşünürken önemli olan bir seçeneğe takılıp büyütmemek sadece olasılık olarak düşünüp diğerine geçmektir.ve tabii olabildiğince çok alternatif üretmekte çok önemlidir. Sunumdan önce ise odaklanma aşamasına geçilir ve özellikle 7 gün önce , 3 gün önce ve 1 gece önce sunumun başarılı geçtiği seçenekleri-alternatifleri daha detaylandırılarak hayali olarak gözde canlandırılır (Buna görsel canlandırma denir, her şeyin yolunda gittiği ile ilgili imajinasyon yapılır) sunum günü geldiğinde ve çalışan sunumu yaptığında öyle yada böyle alternatiflerden biri gerçek olur ve bu seçeneği çalışan daha önceden aklından geçirdiği için beyninde ödül merkezi uyarılır ve seratonin (mutluluk hormonu) salınır. Gerçek ne kadar olumsuz olursa olsun beyin bunu yapar. Tabii ki olumsuz bir sonuç olursa çalışan gülüp-oynamaz! Ama seratonin salgısı sayesinde şoka girmekten, travma geçirmekten kendini korur. Böylece stres daha alarm aşamasında kontrol edilmiş olur.
More Less