Geçen hafta sektörünün tartışmasız lideri olan bir kuruluşun yöneticileriyle “kurumsal yetkinlikler ve geri bildirim” üzerine bir atölye çalışması gerçekleştirmek üzere Yalova’daydım. Gün boyu süren sohbet, tartışma ve uygulamaların ardından, katılımcı arkadaşlardan birinin Yalova’da bulunan Yürüyen Köşk’ü hatırlatmasıyla, eğitim sonrası rotam kendiliğinden belirlenmiş oldu. Bu tarihi mekâna yaptığım ziyaret ise zihnimde yer edinen anlamlı bir deneyime ve düşünme fırsatına dönüştü.
Yürüyen Köşk’ün hikayesini çoğunuzun duyduğuna emin olsam da her anlatıldığında doğa ve liderlik üzerine tekrar düşünülmesini sağladığı için hatırlayalım istedim.
Bugünlerde 400 yaşına yaklaşmış olan ulu çınarın, köşke zarar vermesi ihtimali nedeniyle dallarından birinin kesilmesi gerektiğinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu duruma verdiği tepki, sadece doğaya değil, yaşamın kendisine duyduğu saygıyı ortaya koyuyor. Atatürk, ağacın dalının kesilmesine izin vermeyerek farklı bir çözüm bulunmasını ister.
İstanbul Belediyesi Fen İşleri’nden gelen mühendis ve mimarlar, köşkü tramvay raylarının üzerine alarak yaklaşık 5 metre doğuya kaydırırlar. Bu yaratıcı çözüm hem köşkün hem de ağacın, bir arada korunmasını mümkün kılar.
Bu süreç; doğa sevgisinin mühendislik bilgisiyle birleşerek, doğanın ve mimarinin uyum içinde nasıl var olabileceğini bizlere gösterir. Raylar üzerinde hareket eden bir köşk düşüncesi, sadece teknik bir başarı değil, aynı zamanda bir liderin vizyonunun ve duyarlılığının somut bir yansımasıdır.
Ahşap köşkü, yemyeşil bahçesini, arkasındaki orman çiftliğini ve tüm bu güzelliklerin merkezinde adeta bir anıt gibi yükselen ulu çınar ağacını izlerken, Atatürk’ün burada sadece bedenini değil ruhunu da dinlendirdiğini ve bu eşsiz ortamın ona ilham verdiğini hissettim.
Gün boyu süren eğitimde tam da kişisel ve kurumsal değerler üzerine konuşmuşken doğaya duyarlılık, sürdürülebilirlik, empati ve sorumluluk, mekânın kulağıma fısıldadığı değerlerdi adeta. Bu değerler, son dönem eğitimlerde üzerinde sıkça konuştuğumuz resonant (ahenk yaratan) liderlerde ruh buluyor. Çevresiyle ahenk içinde olan, empati kurabilen, ilham veren ve pozitif enerji yaratan liderler.
Resonant liderler, yüksek duygusal zekâya sahip, güçlü ilişkiler kuran ve sadece kendi duygularını değil, çevresindekilerin duygularını da anlamlandırarak yön veren kişilerdir. Bu liderler; umut dolu, cesaretli, açık fikirli ve insanlara ilham verebilen özellikleriyle öne çıkarlar.
Adaptif liderlikle harmanlanan resonant liderlik, günümüzün değişken ve öngörülemeyen koşullarının gerektirdiği farklı bakış açıları ve çözümlere ilaveten iş dünyasına hızla katılan yeni nesil çalışma arkadaşlarımızın talep ettiği empati, anlayış ve koçluk becerilerini de sunarak yeni nesil liderliğin temellerini oluşturacak gibi görünüyor.
Yürüyen Köşk’ün hikayesini yeniden hatırlamak isteyenler için detaylı bilgilere yalova.gov.tr veya wikipedi.org adreslerinden ulaşabilirsiniz.
Ayrıca, Resonant Liderlik üzerine daha fazla bilgi edinmek isteyenlere de Richard Boyatzis ve Annie McKee’nin kitaplarını ve çeşitli akademik makaleleri incelemelerini öneririm.
Daha Fazla Daha Az