İç Sesiniz Psikolojik Güvenliğiniz Hakkında Ne Söylüyor?
"Bu fikri paylaşsam kimse beni dinlemez."
"Yanlış yaparsam, herkesin gözünde değerimi kaybederim."
"Eğer bu projeyi üstlenirsem ve işler ters giderse, beni suçlarlar. O yüzden en iyisi bu riski almamak."
“Evet, bu konuda daha fazla katkı sağlayabilirim ama kimse benim katkımı takdir etmez. O yüzden boşuna uğraşmamalıyım.”
“Sorumluluk almak, sadece bana daha fazla iş ve endişe getirir. En iyisi her şeyin rutininde kalmak ve başkalarının kararlarına müdahale etmemek.”
"Burada hata yaparsam beni affetmezler. O yüzden en iyisi susmak"
Bu cümleler size tanıdık geldi mi? Çalışanlar iş yerinde psikolojik güvenliği hissetmediğinde, genellikle bu tür düşüncelere kapılırlar. Peki, bu düşüncelerin temelinde ne yatıyor? Çalışanların kendilerini ifade etmekte zorlandığı ve hata yapmaktan korktuğu bir ortam, psikolojik güvenliğin eksik olduğu bir ortamdır. Şimdi, bu durumu daha net bir şekilde anlamamıza yardımcı olacak dört evreye bakalım:
1. Apati (Apathy Zone)
Apati evresinde, çalışanlar her şeyin aynı kalacağına inanır. Artık ne bir değişim ne de bir gelişim umudu vardır. “Bunu söylemenin ne anlamı var ki, zaten kimse dinlemez.” veya “Kimse önemsemez, ben de boşuna çaba harcamayayım.” gibi düşünceler, bu evredeki sıkça karşılaşılan iç seslerdir. Çalışan, kendini yalnızca işine odaklanmış bulur; ancak bu, sadece hayatta kalma çabasıdır. Yenilik ve katkı sağlama isteği yoktur. Çünkü o ortamda değişim olacağına dair hiçbir umut yoktur.
2. Korku (Fear Zone)
Korku evresinde çalışan, yanlış yapmaktan ve eleştiriden korkar. Hata yapmanın bedeli ağır olabilir diye düşünür. “Yanlış yaparsam ne olur?” “Eğer bu fikrim kötü olursa, diğerleri ne düşünür?” gibi endişelerle kafası karışıktır. Bu evredeki çalışan, risk almaktan kaçınır. O kadar çok "ama" düşüncesi vardır ki, konfor alanından dışarı çıkmaktan korkar, cesaretini kaybeder. Korku, özgürlüğünü elinden alır. Bu nedenle potansiyelini tam olarak kullanamaz, sadece “doğru olanı yapmaya” odaklanır.
3. Konfor Alanı (Comfort Zone)
Konfor alanı, her şeyin yerli yerinde olduğu ama risk almanın pek tercih edilmediği bir evredir. “Bu düzeni bozmaya gerek yok, her şey yolunda.” gibi düşünceler burada yaygındır. Çalışan, mevcut durumdan rahattır, ama asla daha fazlasını yapma çabası göstermez. Konfor alanı, aynı zamanda gelişimin de durduğu yerdir. Burada çalışan yalnızca mevcut işini yapar, ama yeni fikirler veya katkılar üretmez. Risk almak, değişim yaratmak, sıkıcıdır ve gereksiz bir çaba gibi görünür. Çünkü güven vardır, ama büyüme yoktur.
4. Öğrenme Alanı (Learning Zone)
Öğrenme alanı, psikolojik güvenliğin sağlandığı ve çalışanların gelişim için cesaretle adım attığı yerdir. “Bu fikri tam bilmiyorum ama belki başka birisi buna katkı sağlar.” ya da “Yanlış yapabilirim ama önemli olan öğrenmek.” gibi düşünceler burada hakimdir. Bu evrede, çalışanlar hata yapmaktan korkmazlar, çünkü hatalar öğrenme fırsatlarıdır. Hata, bir başarısızlık değil, gelişim yolunda bir adımdır. Çalışanlar açık fikirli, destekleyici ve cesur olurlar. Burada, fikirlerini rahatça paylaşır ve yenilikçi adımlar atarlar. Bu ortamda, insanlar kendilerini güvende hisseder, hem bireysel hem de kolektif olarak büyürler.
Eğer yukarıdaki cümleler size tanıdık geldiyse, belki de kendinizi psikolojik olarak güvende hissetmiyorsunuz. Hangi evrede olduğunuzu anlamak, çalışma ortamınızdaki güven duygusunu keşfetmek adına önemlidir. Psikolojik güvenlik, sadece açıkça konuşmak değil, aynı zamanda hatalarla yüzleşebilmek, yenilikçi fikirler geliştirebilmek ve sürekli gelişim için sorumluluk alabilmektir. Güvenli bir ortamda, sesiniz duyulabilir, fikirleriniz değerli olabilir ve kendinizi geliştirme fırsatlarını yakalayabilirsiniz.
Uzm. Psk. Büşra Çakıcı
Daha Fazla Daha Az