Mavi Yakanın Kalbini Kazanmak İçin "10 Anahtar"

Mavi yakalı çalışan profili her geçen yıl gelişiyor. Eski ‘alaylı’ lar yerine yeni ‘mektepliler’ gelmeye başladı. Ve üretim sahalarında daha sportif, modern, okuyan, medyayı takip eden, teknolojiyle arası iyi, sosyal, özgüveni yüksek bir Mavi yaka çalışan grubu oluştu. İşletmelerde bu yeni grubu nasıl yönetecekleri, motive edecekleri konusunda kafa yormaya başladılar.

Bizlerde eğitimlerimizde bu gruba hitap eden içerikler, sunumlar hazırlama çabasına girdik. Dikkat çekici olan; sektör ne olursa olsun Mavi Yaka bilincinin ve ihtiyaçlarının da değiştiği. Eskisi gibi sadakat için sadece para/maaş yetmiyor.

Özellikle 2000’ li yıllardan sonra artık Mavi Yaka ülkemizde de hem bedensel hem duygusal hem de zihinsel bir varlık olarak algılanmak istiyor ve bunu da üst yönetime gösteriyor.

Kendi deneyimlerimde özellikle son yıllarda ‘10 altın anahtar’ ile Mavi yakanın performans ve motivasyon kapısının açılabileceğini gözlemledim;

Hadi.. ‘bir mavi yakalının gözünden’ bakalım;

  1. İş’ te tam olarak benden ne beklendiğini biliyor muyum?; Çok basit gibi görünse de görev tanımım ile günlük uygulamada fark var mı? Hala ‘Ne olsa yapmam’ mı bekleniyor?
  2. Yaptığım iyi bir şey için takdir ediliyor muyum? : Yanlış yaptığımda hemen ikaz alıyorum ama iyi /güzel bir sonuç aldığımda beni görmezden mi geliyorlar? Takdirin, övgünün beni şımartacağını düşünen yöneticilerim var mı?
  3. İşimi tam olarak yapabilmem için gerekli donanım, sistem, malzemem var mı? : Benden istenen işleri yaparken enerjimin ve zamanımın bir kısmını eksik malzemeleri tamamlamak için mi harcıyorum?
  4. Bir yöneticim veya ekip arkadaşlarım bana insan olarak değer veriyorlar mı? : Beni adam yerine koyuyorlar mı? Gerek beden diliyle gerek sözlü olarak kendimi değerli hissedecek mesajlar alıyor muyum?
  5. Kendimi ve işimi geliştirmem için ortam hazırlanıyor mu? : Daha iyi olmak için istediğim eğitimlere gidebiliyor muyum? Öğrenmem için beni cesaretlendiriyorlar mı?
  6. Bir konuda fikrimi rahatça söyleyebiliyor muyum? Ve fikrim dikkate alınıyor mu? : İş yerinde ekip içinde veya yöneticilerimin yanında ne kadar düşünce özgürlüğüm var? Konuşursam yargılanacağımdan korkuyor muyum? Hiç fikrim soruluyor mu? 7. Şirketimin misyonu içinde kendi işimin önemli olduğu bana hissettiriliyor mu? : Ne iş yaparsam yapayım büyük resmin bir parçası olduğum duygusunu alıyor muyum? Yoksa ‘olsan da olur olmasan da..’ gibi bir yaklaşım mı var?
  7. İş yerinde ‘yakın arkadaşım’ diyebileceğim Kişiler veya kişi var mı? : İş dışında sosyal hayatta da görüşmeyi istediğim kişiler var mı? İş yeri sayesinde, arkadaşım oldu mu?
  8. Kariyer gelişimim ile ilgili düzenli ilgileniyor mu?: Sadece dikey değil yatay olarak da kariyer imkanları ve şirket içinde bunları nasıl değerlendirebileceğim ile ilgili net yanıt alabiliyor muyum?
  9. Maddi olarak şirketime güvenebilir miyim?: Alınan ücretler bir sistem içinde/ hakkaniyetli mi veriyor? Zamanında maaşımı alabiliyor muyum? Söz verilen zamlar, pirimler ödeniyor mu? Özellikle sağlık alanında oluşabilecek (ailemde veya bende) önemli hastalıklarda yöneticilerim ve şirketim benim arkamda mı?

Şöyle bir bakıldığında bu 10 madde sadece mavi yakanın değil, her çalışanın doğal beklentilerini içeriyor. Eminim siz de okurken kendi adınıza aynı şeyleri istediğinizi fark ettiniz.

Üretim sektöründe yer alan her işletme, artık bu listeleri okumak veya yeni listeler oluşturmak yerine eyleme geçerek bir yerlerden başlamak zorunda. Çünkü Mavi Yakalı çalışanı güçlendirmeden istediğiniz teknolojiye sahip olun, istediğiniz sistemi getirin. Bir süre sonra boşuna kürek çekmeye başlarsınız.

Çok klasik bir söz vardır bilirsiniz ‘Bir savaşı ancak erler ile kazanabilirsiniz’ derler veya ‘satranç ta asıl güç piyonlardadır’

Eskiden yöneticiler işi yönetiyorlardı ama günümüzde ilişkileri yönetmek / insanı yönetmek daha ön plana çıktı. Ne kadar otomasyona geçerseniz geçin hala bir işletmeye insanlar can veriyor. Tıpkı bir insan vücudu gibi düşünün. Fabrika-üretim tesisi sadece makinalarıyla ruhu olmayan bir vücut gibi. Orada çalışan insanlar fabrikayı yaşatıyor, nefes aldırıyor. Bu nedenle aynı işletmenin iki farklı yöredeki fabrikasına gittiğinizde; dünya tamamen değişiktir, şaşırırsınız. Elbette kültürel farklar, yönetim farkları bir fabrikanın kimliğine yansıyacaktır ama 10 anahtar her yerdeki çalışanın kalbini açacaktır.

Daha Fazla Daha Az