Belirli bir pozisyona gelen ve güce sahip olan insanların makus talihidir: Güç insanı değiştirir.
Yüzyıllardır bu gerçek değişmez. Güç, başta algılarınızı, yargılarınızı ve davranışlarınızı değiştirir. Daha az anlaşılan şey ise gücün sadece sizi değil, etrafınızdakileri de değiştirdiğidir. Güç sahibi olduğunuzda, başkalarının beklentileri için bir hedef haline gelirsiniz.
Bu yüzden birçok güç sahibi insan, kendilerinden çok çevrelerindeki kişilerin onları getirdikleri yere göre "kral" olurlar. Birçok "kral", düşündüğünden ve isteğinden farklı olarak, çevresindeki kişilerin onu yönlendirmesiyle kararlarını şekillendirir.
Aslında krallar, belki de yapmak istediklerini çevresindeki bu çemberi aşamadıkları için yapamazlar. Hatta onlara mahkûm bir şekilde, onların yönlendirmesi ve zorlaması ile hareket ederler. Bazen de onları kırmamak için bile bile yanlış kararlara imza atarlar ki tarihin tozlu rafları bu konudaki binlerce örnekle doludur.
İş hayatı da böyledir. Bazen iş sahibi veya CEO, bazen bir iş birimi yöneticisi çevresindeki "kraldan çok kralcılar" yüzünden yapmak istediklerini yapamaz hale gelir. Onlara farklı bilgi akışı olur; kişiler ve olaylar farklı şekilde anlatılır. Gerçek bilgiye ulaşmaları neredeyse imkansızlaşır ve duyumlara, algılara göre hareket etmek durumunda kalırlar. Müşterilerden, tedarikçilerden ve çalışanlardan koparlar.
Kraldan çok kralcılar, zihinlere dış güçler gibi bir çok unsuru yerleştirirler. Bu durum, yöneticilerin ve liderlerin, çevrelerindeki insanların etkisi altında kalıp kendi özgün kararlarını verememelerine neden olur. Bilgi akışı manipüle edilerek, liderlerin gerçekleri görmesi engellenir ve böylece kraldan çok kralcılar kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederler. Bu, hem liderlerin hem de organizasyonların verimliliğini ve başarısını olumsuz yönde etkiler.
Bu durumu aşmanın yolu, liderlerin bilgi kaynaklarını çeşitlendirmesi, açık iletişim kanalları oluşturması ve çevresindeki kişilere karşı eleştirel bir bakış açısı geliştirmesidir. Bunun için müşterilere yönelmek, pazar dinamiklerini bizzat hissetmek, çalışanların arasına katılmak, tedarikçilerle sohbet etmek gerekir. Ayrıca eleştirel bakış açısına sahip, toksik olmamış, aidiyeti yüksek çalışanların görüşlerini almak farklı bir bakış açısı kazandıracaktır.
Ancak bu şekilde, liderler gerçek bilgiye ulaşabilir ve kendi özgün kararlarını verebilirler.
Daha Fazla Daha Az