"Vasat" kelimesi, ülkemizde genellikle küçümseyici bir anlam taşır. Bir şeyin ya da bir durumun ne çok iyi ne de çok kötü, yani sadece "orta seviye" olduğunu ifade eder.
Bolluk dönemlerinde vasat olan şeyler bile pazarda kendine bir yer bulabilirken, darlık yaşadığımız günümüzde bu durum her geçen gün daha da zorlaşıyor. Vasat bir ürün piyasadan kolaylıkla silinebiliyor, vasat bir işletme rekabette ayakta kalamıyor ve vasat bir çalışan maalesef işini kaybedebiliyor.
Peki, bu vasatlıktan nasıl kurtulabiliriz? Artık günümüzde ayakta kalmanın asgari şartları nelerdir?
Çözüm, ya (a) problem çözme yeteneğinizi geliştirmekte ya ya da (b) yenilikçi olmakta yatıyor.
Uygulamada pratik çözümler bulmak, şikâyet etmek yerine çaba ve gayretle sorunları çözmek, dayanıklı olmak hâlâ büyük değer görüyor. Bu yaklaşım, çoğu derde deva olabilir. Bir görevi yerine getirmede hızlı ve çözüm odaklı olmak halen çok kıymetli.
Diğer yandan, yenilikçi olanlar bir adım öne çıkıyor. Eğer daha önce olmayan bir şeyi bulur, bunu güzelce sunar ve sunduğunuz bu şeyin müşteri nezdinde bir değeri olursa, belirli bir süre rahat ediyorsunuz.
Ancak, zamanla yeni rakiplerin ortaya çıkacağını unutmamak gerekir. Kimse kimseye pazarı boş bırakmıyor.
Keşke bir ürün, bir işletme ya da bir çalışan hem problem çözücü hem de yenilikçi olabilse. Bu iki özelliği bir araya getirmek zor olsa da, tek birine bile sahip olmak bugünler için yeterli bir durum olabilir.
Ancak orta ve uzun gelecekte bunun da yeterli olacağını pek sanmıyorum. Sanırım o dönem, "Hem O Hem O" dönemi olacak. Yapay zekânın her yönüyle hayatımıza girdiği, yapaylığını doğallığa bıraktığı, robotların insansılaştığı çok da uzak olmayan o dönem, en iyilerin dönemi olacak.
Şimdiden o dönem için hazırlıklara başlamanın tam zamanı. Zaman çok hızlı geçiyor. Geç kalan kaybedecek.
Daha Fazla Daha Az