Herkes yönetici olmak ve bu kulvarda sürekli yükselmek istiyor. Sanırım bu iş uzaktan kolay gözüküyor.
İsterseniz gelin bu işin görünmeyen yönlerine birlikte yakından bakalım.
Günümüzde yöneticiler becerileri, zekâ pırıltıları, etkileyici karizmalarının yanında (hatta bence daha fazla) yüksek enerji ve motivasyonlarıyla çevresinde iz bırakıyor. Diğer yandan bir yöneticinin motivasyonu düştüğünde radara radar devreye giriyor ve çevredekiler (çalışanlar, üst yönetici, eş düzey, tedarikçiler ve müşteriler) hemen durumu fark ediyor ve onu sorgulamaya başlıyor. Motivasyon deyip geçmeyin. Her konuda olduğu gibi bu konunun da incelikleri bulunuyor.
Motivasyonun ilk boyutu işe karşı motive olmak. Uzun bir süredir aynı işi yapıyor olsa dahi sıkılmamak, işini sevmek, işinin detaylarına hâkim olmak, gerektiğinde kolları sıvayıp bizzat yapmak yüksek motivasyonun temel göstergelerini oluşturuyor. Sahaya, operasyona inmek, nihai kullanıcıya, bayiye, üreticiye, tedarikçiye gitmek, rakipleri sürekli takip etmek kısacası rekabeti solumak yöneticinin enerji barometresinin yüksekliğini gösteriyor.
Tüm bunlar hareket etmek, çalışmak anlamına geliyor. Seyahat etmek, ekiplerinin en önünde enerjik bir şekilde yürümek, gerektiğinde bilgisayarın başında detay analizler yapmak kısacası dayanıklılık ve odaklanma bazında rol model olmayı gerektiriyor.
Bunları yaparak iş bitmiyor. Sıraya ikinci motivasyon boyutu geliyor: İnsan yönetmeye istekli olmak!
İnsanla ilgili, insana dair konulara zaman ve özen göstermek bu konunun püf noktasını oluşturuyor. Ekibindeki tüm çalışanları sabırla dinlemek, sorun ve beklentileriyle tek tek ve bizzat ilgilenmek icap ediyor. Çalışanların gelişimlerine kafa yormak, geri besleme yapmak, iş başında, sınıfta kısacası her fırsatta eğitim vermek bu işin raconu teşkil ediyor.
Gördüğünüz üzere her iki motivasyon boyutunda da bazı şeyleri başarmak için, ciddi bir enerjiye ve uygulama disiplinine ihtiyacı var sevgili yönetici dostlarımızın.
Ekip liderinden İcra kurulu başkanlığına giden bu uzun ve kademeli parkurda yukarıya doğru giderken rol model olmak, daha çok kişiye ilham vermek için daha çok, daha çok, daha çok enerji ve içsel motivasyona ihtiyaç duyuluyor. Belki arada nefeslenmek için bir mola vermek gerekse de yoruldum bırakıyorum deme lüksü bulunmuyor sevgili yönetici arkadaşımızın.
Maalesef tüm bu işler masada oturarak, uzun tatillere çıkarak, erkenden eve kaçarak, uzaktan çalışma modelinin yarattığı sanal ortamın muğlaklığına kapılarak olmuyor. Daha çok gezmek, daha çok dokunmak, daha çok göz göze gelmek, daha çok paylaşmak, daha çok dinlemek gerekiyor.
Bu zorlu, sevenleri için keyifli yolculukta fiziksel, zihinsel ve ruhsal dayanıklılığı korumak için içsel motivasyon üreten vitaminlere ihtiyaç duyuluyor. Bu vitaminlerin içeriği; yer aldığı toplumu, iş ekosistemini, şirketini, markasını, çalışma arkadaşlarını sevmekten ve başarılı olmaktan sıkılmamaktan oluşuyor. Kendini dünyanın merkezine koymamayı, bir önceki cümledeki değerleri öncelemeyi gerektiriyor.
Daha Fazla Daha Az